E harfiyle başlayan atasözleri ve anlamları
El elin işini türkü çığırarak yapar .(El elin tavuğunu türkü çığırarak arar)
(Sorumluluğu taşımayan kimselerle sorumluluk kendisinde olan insanların meseleye bakışlarının ve sarf ettikleri gayretin farklı seviyelerde olacağını vurgulamak için söylenmiş sözdür.)
Eliyle hamur ovalar , gözüyle dana kovalar.
(Becerikli insanların tasviri manasına söylenmiş sözdür ki on parmağında on marifet benzetmesine uygundur. Becerikli ve akıllı insanların aynı anda birden çok işi yapabileceğine vurgu vardır.)
El elden üstündür.
(Akıl akıldan üstündür sözüne benzer anlamdadır. Akıl gibi beceri ve ehliyetlerde kişiden kişiye fark eder ve bir kimse her alanda gerekli el ustalığına sahip olamaz. terzi aynı zmaanda bakkal ve aynı zamanda marangoz olamaz. Her işin bir erbabı vardır ve işin layıkıyla yapılması isteniyorsa ehlinden yardım ve destek alınması gerekir manasınadır.)
Elçiye zeval olmaz.
(Elçi kendisinden birilerine haber veya postayı götürmesi istenen kimsedir ki bunu kimse ne taşıdığını da bilmez. Muhteviyatını bilmediği ama taşımakla mecbur edildiği bir hadiseden de sorumlu tutulamaz. Kaldı ki ülkeler hukukuna göre elçilerin dokunulmazlığı vardır ve elçi o esnada gönderen devleti veya kişiyi temsil eder., diplomatik bir hüviyete sahiptir. Kısaca getirilen haber iyi de olsa kötü de olsa haberi getirenin günahı yoktur manasına söylenmiş sözdür. Bu sözü günlük yaşama da uyarlamak mümkündür. İyi veya kötü bir haberi art niyet olmaksızın getiren kimseye neden diye sorulmaz ve sorumlu tutulamaz. Art niyet taşımaksızın kelimesi ise önemlidir. Çünkü bunun aksi fitne ve fesata girer ki son derece zararlı ve kötüdür.)
Ev alma komşu al.
(Etrafıyla anlaşamayan, kötü huy sahibi insanlar nereye giderse gitsin kendilerini eleştirip düzeltmedikçe gerçek huzuru bulamaz manasına sözdür. Bu nedenle denmiştir ki, taşınıp sık sık ev satın alacağınıza sahip olduğunuz komşularla iyi geçinin ve aranızdaki sorunları tatlı dille halledin. Çünkü sahip olunacak huzurun yolu beton duvarlardan değil sevgi ve muhabbet dolu arkadaşlık ve komşuluklardan geçer.)
Ele desen dört olur, içe atsan dert olur.
(Bazı müşkül durumlarda insan ne yapacağını bilemez ve dostları ile paylaşmak veya içine atmak arasında kalır. Bu söz bu ikilemi ve yşanan kötü örnekleri vurgular. Oysa herkes bilir ki dertler paylaşınca azalır ve derdini söylemeyen derman bulamaz. Bu sözde ayrıca derdin bahsedildiği dostların yeterince yardımsever olmamasına ve o derdin ilave dertlerle artarak çoğalmasına ve yayılmasına da tepki vardır.)
Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir.
(Cahil, ehliyetsiz, liyakatsiz kimsenin durumu bir eşeğe benzetilerek, hangi mevkilere gelirse gelsin, hangi pahalı elbiseleri giyerse giysin hatta hangi diplomalara sahip olursa olsun kötü ve kibirli durumunun değişmeyeceğini anlatan bir sözdür. Oysa ki eğitim ve terbiye kişiyi yontar, medeni ve kültürlü kılar. Amaa bunları reddeden kibirli ve dik başlı kulların eşekliği baki kalır manasınadır.)
Etle tırnak birbirinden ayrılmaz
(Etle tırnak birbirinden nasıl ayrılmaz ise aileler, kardeşler, aynı kandan gelenler hatta aynı davaya gönül vermiş olanların kardeşliği küçük kabahatleri görmezden gelir, büyük kabahatleri de affeder manasınadır. Sonuçta o kişi iyilikte de kötülükte de o soydan ve kandandır. Bunu değiştirme şansı yoktur manasınadır.)
Esirgenen göze çöp batar.
(Bazı kıymetli şeylere, evlatlara, kıyafetlere, arabalara insan haddinden fazla dikkat eder ve başına bir şey gelmesinden korkar. Ama fazlaca sakınılan bu şeylerin başına genellikle bir şeyler gelir. Bu söz bunu anlatır ve denmek istenir ki normal tedbirleri al ve Allah’a emanet et, çok üzerine düşersen veya haddinden fazla önem verirsen en başta senin ve sonra diğerlerinin zararı dokunur.)
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
(Bazen insan evde nasıl hesap yaparsa yapsın, ne kadar detaylı planlarsa planlasın iş uygulamaya geçince sürprizler ve farklılıklar hatta ilk başta tahmin edilemeyen zorluklar olacaktır manasına söylenmiş bir sözdür. Bunun tedbiri esnek planlama yapmak ve olasılıkları iyi değerlendirmek, ihtiyatlı davranmaktır ki akıllı insan ihtiyatsız hiçbir işe girişmez. İhtiyatlı olmaya işaret ve vurgu vardır.)
Elin hastası ele uyur gelir.
(Yakınımızda bir hasta olsa ve biz sağlığına kavuşması için geceler boyu büyük çabalar göstersek de, yokluklar ve acılar içinde endişelere gömülsek te durumu bilmeyen ve dışarıdan bakanlar için durum farklı görülebilir ve yanlış anlaşılabilir. Dolayısıyla bu insanlara da kızmamak gerekir. Dahası ateş düştüğü yeri yakar sözündeki gibi acı bizimdir ve onlar durumu bilmediği için bizi bazen haddi de aşarak tembellikle bile suçlayabilir.)
Emek olmadan yemek olmaz.
(Çalışmadan, yorulmadan, hak etmeden, terlemeden hiçbir başarının, nafakanın, sonucun alınamayacağını anlatan bir sözdür.)
Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah`a ısmarla (emanet et)
(Allah’a güvenmek yani tevekkül ile alakalı söylenmiş bir sözdür ve temelinde kişinin bütün tedbirleri almasına, elinden geleni yapmasına, ihmal ve gaflette bulunmamasına sonrasında Allah’a güvenmesine işaret vardır ki Allah’a emanet etmenin esası budur. Aksi halde Allah’a emanet ettiğimiz o şeyin başına bir hal gelmesi olasıdır ve bunun sorumlusu bizim tedbirsizliğimiz olacaktır.)
Emanet ata binen tez iner.
(Hak etmediği bir mevkiye gelen liyakatsiz kişilerin o mevkide yapacakları icraatlar neticesinde vereceği yanlış kararlar ve bilgi yetersizliği nedeniyle uzun süre barınamayacağına dair söylenmiş bir sözdür.)
El elin eşeğini Türkü çağırarak arar.
(Ateş düştüğü yeri yakar sözüne benzer manadadır ve asıl dert sahibi kadar başkalarının o meseleye ciddi eğilemeyeceğini anlatır.)
Elin ağzı torba değil ki büzesin.
(İnsanlarda dedikodu ve tahmin etme, zanda bulunma alışkanlığı maalesef vardır ve bunu engellemek mümkün değildir anlamında söylenmiş bir sözdür.)
Elin gözündeki çöpü görür de kendi gözündeki merteği görmez.
(İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batır sözüne benzer manadadır. Demek istenir ki bazı kimseler kendi büyük kabahatlerini görmezden gelir de başkalarının en ufak bir kabahatini büyütür.)